Das Kapital und die Konsequenzen

Bir doğa olayı mı, yoksa insan eliyle büyütülen bir felaket mi? Depremler, yeryüzünün hareketiyle ortaya çıkan doğal afetlerdir. Ancak yıkılan binalar, altında kalan hayatlar, parçalanan aileler; bunlar sadece sismik hareketlerin değil, kapitalist hırsın ve çıkar odaklı düzenin sonuçlarıdır.

Kazanç uğruna denetlenmeyen yapılar, maliyet düşürmek için kullanılan kalitesiz malzemeler, kağıt üzerinde tamamlanan raporlar… Tüm bunlar, deprem anında binaların mezara dönüşmesini sağlar. Ölenler, rantın gölgesinde yok sayılan insanlar olur. Felaket, yalnızca doğanın değil, aynı zamanda insanın insana yaptığı bir kötülüğe dönüşür.

Her şey bir kâr hesabına sıkıştırılmıştır. Şehir planlaması yerine hızlı konut projeleri, mühendislik hesapları yerine düşük maliyetli çözümler tercih edilir. Büyük şirketler ve inşaat firmaları servetlerine servet katarken, yoksullar dayanıksız binalara mahkum edilir. Devletin denetim mekanizmaları, sermaye sahiplerinin baskısıyla işlevsiz hale gelir.

Ve sonra deprem vurur…

Enkazdan yükselen çığlıklar, gözyaşına boğulan aileler ve kaybolan hayatlar… Kapitalizmin sonuçlarıdır bunlar. Bir doğa olayı, insan eliyle bir trajediye dönüşmüştür.

Sorulması gereken soru şudur: Asıl felaket deprem mi, yoksa onu bir toplu mezara çeviren sistem mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir